27 Haziran 2011 Pazartesi

insaf, insafsızlar!




O ne ya bir bilgisayar aldım bunca sene sonra,sen kalk ekranını kır,zaten notebook senin neyine yaa.tamam kırmış olabilirim de insaf yaa.ben almışım 780 tl,ye ekran için 620 tl istiyorlar bu ne anam? yatmı alıyoz katmı aman geri gönderin bilgisayarımı dedim istemiyorum dedim birkaç blgisayarcı dolaştıktan sonra en uygun yapan ve teknik servis olarak çalışan bir firmaya gittim bi arkadaşım sayesinde,iyikide gitmişim 170 tl,ye orjinalinden takıp elime tutuşturdular,bundan sonra bu pc,yi gözüm gibi bakıcam.yoksa bir asgari ücretini daha yatıramıcam sömürücülere...özlemişim yaa seni küçük teknoloji harikası kendimi boşluktaymış gibi hissediyordum artık doluyum...uçuyorum şu sıralar.Blog takipteyim artık.

7 Haziran 2011 Salı

mahalle pazarımız




artık işe gitmeyince evdede olunca mahallenin sokaklarında kurulan pazarları dolaşma fırsatıda bulabildim.ne komik diyaloğlar var yaa orda,zaten mahelleli birbirini tanıyor,şöyle başlayayım;
kadın kadına soruyor;pazaramı geldiniz?iyi haden bakam.(ee kadın sen pazarda değilmisin oda pazarda ne saçmalıyosun ozaman dimi)bide kendi soruyor kendi cevaplıyor.
başka kadın soruyor bir başka kadına;pazardamısınız? (heyy allaham ya yok uzayda)
kadın satıcıya soruyor;biberler acımı tatlımı? satıcı; kaynana dili gibi hem acı hem tatlı gel abla gel kaynana dili bunlar. kaynanam yok henüz ama çok komikti yaa.
başka satıcı bağırır avazı çıktığı kadar; badem almadan gitme adem.
bana yöneltilen sorularsa mahalle sakinlerinden;hatice sen pazara gelirmiydin (niye gelmeyeyim bende normal birisiyim) napıyon kız pazarda,(pazarda napılır acaba)işte bunun gibi garip sorular ve komik şeyler var daha aslında,ne olursa olsun pazarlar daha güzel hem yiyecekler taze ve organik hemde doğalsın.süper marketler gibi değil yani robot gibi gidip alışverişini yapıp kasada bi hayırlı işler bile demeden paranı ödeyip gitmek değil yani pazarımız..keşke meyve ve sebzelerimizi pazardan alabilme fırsatı olabilse hepimizin gerçekten herşey taze ve organik ve daha eğlenceli.

1 Haziran 2011 Çarşamba

yazık ayakkabıya


Bugün yine hergün düzenli olarak gitmeye çalıştığım parka gidip sporumu hareketlerimi yapıyorum.uzun bir yürüyüşten sonra hareket yapmakta yorduğu içinde biraz oturayım şöyle yeşilliğe dedim oturdum suyumu yudumluyorum,ıııyyy oda ne suyu püskürtmek zorunda kaldım.bu arada pardon.napayım karşı caddedeki gayet modern bir sitenin kapısından daha 30lu yaşlarda bir kadın annelerimizin giydiği ayakkabıdan giymiş.giymişde diyemiyorum çünkü kırolar gibi üstüne basmış,buda bişey değil sol ayağında çorap yokmu diye bakıyorum bidaha bakıyorum.varmış ama ayak tabanının altı olduğu gibi yırtılmış.gözlerim kamaştı kaldı yuhhh yani dedim hiç yakışıyormu sana be kadın.ayakkabı ayakkabı olduğuna pişman olmuştur valla.ama olan bana oldu nedense midem kalktı kaçtım hemencicik oradan.yarın başka bir park bulmalıyım kendime...sizin oralarda varmı acaba park?